CEO’ların ayrılıkları şirketlerine pahalıya mal oluyor.
İş dünyasının ‘yıldızları’ olan CEO’ların ayrılıkları şirketlerine pahalıya mal oluyor.
Apple’ın tepe yöneticisi Steve Jobs’un sağlık sorunları sebebiyle görevinden ayrılması, şirketin hisselerinde düşüşe neden olmuştu.
Walt Disney, Akio Morita, Sam Walton ve Sakıp Sabancı gibi yöneticilerden sonra şirketlerde yaprak dökümü yaşanmıştı.Apple’ın tepe yöneticisi Steve Jobs’un sağlık sorunları sebebiyle görevinden ayrılması, şirketin hisselerinde gözle görülür bir düşüşe neden olmuştu. İstifa haberinin kamuoyuna duyurulduğu gün, Apple hisselerinde yüzde 5 değer kaybı yaşandı. Efsane yönetici Jobs’tan sonra şirketin aynı başarıyı sürdüremeyeceğine yönelik söylentiler, ünleri kendi şirketlerini aşmış olan CEO’ların yönetimi bıraktığında oluşturdukları etkiyi gündeme getirdi. Dünyanın her yerinde iş dünyasının ‘yıldızları’ gibi olan CEO’ların ayrılıkları şirketlerine oldukça pahalıya mal oluyor.
Şirket yönetimi araştırmacısı Harvard Üniversitesi’nden Prof. Rakesh Khurana, güçlü liderlerin marka haline getirdiği şirketlerin, kurucuları yönetimden ayrıldıktan sonra aynı başarıyı sürdüremediğine dikkat çekiyor. İş dünyasının tarihi, alanında söz sahibi olmuş şirketlerin, yönetim değişikliğinde yaşadığı sert geçiş örnekleri ile dolu. Bir dönem teknoloji sektöründe lider olan Sony, bu durumun belirgin örneklerinden. Walkman’ı icat eden kurucusu Akio Morita’nın 1994’te emekliye ayrılmasıyla şirket, pazardaki liderliğini kaybederek yerini diğer markalara kaptırdı.
Wall Street Journal gazetesinin analizine göre, sektörde efsane olan kurucuların ayrılığının en çok vurduğu şirketlerden biri de Walt Disney. Çizdiği Mickey Mouse karakteri ile ünlü ve zengin bir işadamı olan Disney, uzun yıllar dünya çocuklarının sevgilisi olarak kalmayı başardı. Fakir bir hayat yaşadığı depoda gördüğü farenin dans eder gibi hareketler yapmasından ilham alan Disney, Mickey Mouse’tan sonra renkli ve sesli çizgi filmlerin öncüsü olmuştu. Sektörde yenilikçi özelliğini koruyan Walt Disney’in ölümünden sonra şirket, 20 yıl boyunca vârisler arasındaki anlaşmazlıkların kurbanı oldu. Efsane çizer Walt Disney’den sonra seriye sadece birkaç zayıf karakter eklendi. Daha sonra gelen yenilikçi yönetimler ise Walt Disney çizgisinden tamamen uzaklaşarak sadık izleyici kitlesini kaybetti.
Liderlerin ayrılığının vurduğu şirketlerden biri de 90’lı yılların en büyük özel sektörü olan Wal-Mart mağazaları. Sam Walton, küçük bir bakkal dükkânı ile başladığı ticaret hayatına perakende sektörünün devi olarak devam etti. Time Dergisi’nin yirminci yüzyılın en büyük 100 şirketi arasında gösterdiği Wal-Mart mağazaları ‘her gün en ucuz’ prensibi ile biliniyordu. Toptancıları ve komisyoncuları aradan çıkarıp malını doğrudan üreticiden alan Walton, bu alanda piyasalardaki ilk büyük yeniliği geliştirdi. Perakende pazarının lideri Walton, yönetimde sıra dışı düşünme ve uygulama konusunda sektöre ders verecek nitelikte bir yöneticiydi. Şirket 1992 yılında Walton’un ölümünden sonra kurucusunun prensiplerinden uzaklaşarak pazardaki ağırlığını kaybetti.
SAKIP AĞA’DAN SONRA YAPRAK DÖKÜMÜ BAŞLADI
Dünyanın önde gelen şirketlerinde bu süreçler yaşanırken, Türk iş dünyasının tecrübeleri de çok farklı değil. Türkiye’nin en büyük özel teşebbüsleri arasında bulunan Sabancı Holding’de Sakıp Sabancı’nın ölümünden sonra görülen ayrılıklar bu durumun en açık örneklerinden biri. Ekonomi dünyasının renkli siması Sakıp Ağa, 1948’de Akbank’ta stajyer memur olarak başladığı çalışma hayatını, 18 ülkede faaliyetlerini sürdüren dev şirketler zincirinin yöneticisi olarak sürdürmüştü. İş dünyasında bir ekol oluşturarak pek çok ilke imza atan ‘Sakıp Ağa’nın 2004 yılında ölümünden altı ay sonra holdingte yaşanan en büyük kopuş Demir Sabancı’nın ayrılığı oldu. Holdingdeki yüzde 5 hissesini 250 milyon dolara satan Demir Sabancı, İngiliz teknoloji marketi Dixons ile Teknosa’ya rakip oldu. Türkan Sabancı’nın yeğeni ve holdingin A takımında yer alan Mehmet Civelek de, Sakıp Sabancı Holding’den 2009 yılında ayrıldı. Sabancı’nın vefatından sonra başlayan yaprak dökümü, Şevket Sabancı ile devam etti.
Şirketteki 70 milyon liralık hisselerini satan Şevket Sabancı, “Benim o günkü dünyamda kardeşlerim ve ben diye bir işim vardı, bu da Sabancı Holding’di. Çocuklarımı ayırıp da ayrı iş kurunca Esas Holding, çocuklarım ve ben diye bir işim var.” sözleriyle ayrılığı özetlemişti. Daha sonra 2009 yılında Sabancı ailesinden 9 üye Akbank’ta sermayenin yüzde 8,37’sini, Sabancı Holding’de ise sermayenin yüzde 15,8’ini temsil eden hisselerin 10-20 yıllık bir sürede satışı için Merkezi Kayıt Kuruluşu’na başvurmuştu. Ömer Sabancı da 2007’de Sabancı Holding’den ayrılanlar kervanına katıldı. Demir Sabancı ve Yalçın Sabancı ile ortak Döysa ve Dörtsa İnşaat’ı kurdu. Ali Sabancı da gemiden ayrılarak Esas Holding çatısında faaliyetlerini sürdüren Pegasus Hava Yolları’nı Türkiye’nin önde gelen şirketleri arasına soktu. Bir dönem ciro ve kârlılıkta Koç Holding’le yarışan Sabancı Holding, yaşanan yaprak dökümünden sonra Koç’un gerisine düştü.