Helyum 3’ün sırrı

Dünya üzerinde bulunmayan, fakat Ay’da çok rahat bulunan bir madde sayesinde enerji sorunu çözülebilir.

Geçtiğimiz günlerde “parçalı tutulma” ile gündeme gelen “Ay” yine gündemimizde. Fakat bu sefer çok farklı bir alanda. Dünya’da bulunmayan, fakat Ay yüzeyinde rahatlık ile bulunan helyum 3 maddesi sayesinde, Dünya’nın gerek duyduğu enerjinin büyük kısmı karşılanabilir.

Günümüzdeki nükleer santrallerde kullanılan uranyum gibi maddeler hem çok fazla atık bırakıyor, hem de verimlilikleri az. Helyumun bir izotopu olan helyum 3 ise işte burada devreye giriyor. Dünya üzerinde kullanılan radyoaktif maddelere göre çok daha az atık bırakıyor. Fakat parçalandığında çok daha fazla enerjiyi açığa çıkartıyor.

Helyum 3’ün sırrı

Aslında helyum 3 atomu güneş gibi çok yüksek ısılı ve radyoaktif yıldızlarda oluşuyor. Peki, o zaman bu atom aya nasıl taşınıyor? Bu sorunun cevabı gayet basit. Hepimiz zaman zaman Dünya’mızı etkileyen solar rüzgarları duymuşuzdur. Kimi zaman elektrik kesintilerine, kimin zaman haberleşmeye engel olurlar. Dünya’nın manyetik alanı ise çoğu solar rüzgarı atmosfere girmeden iter ve bu sayede Dünya en az şekilde etkilenir. Ay’da ise böyle bir mekanizma olmadığı için tüm solar rüzgarlar Ay’ın yüzeyine çarpar ve bu sayede helyum 3 maddesi Ay’ın yüzeyinde birikir.

Peki, helyum 3′ü bu kadar değerli kılan nedir?

Bu soruyu açıklayabilmek için size biraz rakamlardan bahsetmemiz gerekiyor.

En başta şunu belirtelim. 40 ton helyum 3 maddesi ile ABD’nin 1 yıllık enerji ihtiyacı çok rahat karşılanabiliyor. Ay üzerinde ise bu güne kadar biriken helyum 3’ün en kötü ihtimalle 1 – 4,5 milyon ton arasında olduğu düşünülüyor. Yani en kötü tahminle Ay ABD’nin 25000 yıllık enerjisini karşılayacak helyum 3 kaynağına sahip durumda. Tabi bunlar en kötü tahminler. Çünkü ay 4.5 milyon yıldır bu solar rüzgarların etkisine maruz kalıyor. Bu sebepten çok daha fazla helyum 3 kaynağının Ay yüzeyinde olduğu düşünülüyor.

Tüm bu bilgiler ışığında aslında Ay’ın ne kadar değerli bir kaynak olduğunu anlayabiliriz. Zaten NASA ve Rus Uzay Ajansı bu değerin farkına varmış olmalı ki iki kurum da önümüzdeki yıllar içinde Ay’a tekrar ayak basmak için çalışmalarına başladılar.

BİNLERCE YILLIK ENERJİ

Dünya’nın uydusu Ay’daki helyum 3 gazı miktarının ise çok fazla olduğunu söyleyen Kulcinski, bu miktarın bir milyon ton olarak tahmin edildiğini açıkladı. Söz konusu miktarın bütün Dünya’nın enerji ihtiyacını birkaç bin yıl karşılayabiliyor. Sadece bir uzay gemisiyle getirilen 25 ton gaz, ABD’nin bir yıllık enerji ihtiyacını karşılamak için yeterli. Bugünkü petrol fiyatlarına göre ise, bir ton helyum 3 gazının değeri 2,4 katrilyon liradan fazla.
Enerjinin açığa çıkarılması için çekirdek füzyonu (kaynaştırma) yapılması gerekiyor. Fizikçiler, uzun zamandır, tokamaks ismi verilen reaktörlerde, ağır hidrojen olarak da bilinen döteryum ve trityum gibi yanıcı nükleer maddeleri, yüksek ısıda birleştirmeye çalışıyorlar. Günün birinde kontrollü çekirdek füzyonu başarılı sonuç verirse, helyum 3 ile döteryum benzer termonükleer reaktörlerde birleştirilebilecek.

AYDAN ÇIKARMAK SORUN

NASA’da görevli Bryan Palaszewski, helyum 3 gazının önce Ay’dan nasıl çıkarılacağının düşünülmesi gerektiğini söyledi. Helyum 3 gazının elde edilmesi, bugünkü koşullarda hiç de ekonomik değil. Yaklaşık 70 ton helyum 3 gazını açığa çıkarmak için, 1 milyon ton Ay taşının 800 derecede yakılması gerekiyor.
Çok sayıda bilim adamı, bu yüzden Satürn, Uranüs ve hatta Mars gibi gezegenlerin, enerji ihtiyacına alternatif oluşturabileceğini tahmin ediyorlar. Ay’daki helyum 3 gazının çok az miktarını kullanarak bu gezegenlere ulaşabileceklerini düşünen uzmanlar, sadece roketler için kullanılacak az miktarda helyum 3 gazı sayesinde, gelecekte galaksiler arası bir ulaşım sistemi kurulabileceğini ve Dünya’nın enerji ihtiyacının hem çevreyi kirletmeden, hem de çok uzun süreli olarak karşılanabileceğini kaydettiler.


Bir yanıt yazın

Connect with: